I am drunk, but clean..

I am drunk, but clean..

7 Mart 2012 Çarşamba

Believe, Beleft, Below

kaç başka sonuçsuz girişim,

kaç elektrik verilmiş kelime..

pimi çekilmiş veda sloganı..

ve yüzü düşmüş sümüklü şiir..

ne kadar daha deneyip gömmeyi

yutacağım katledilmiş hikaye kitaplarımı?

ne kadar daha acıyacak

akıllanmayı akıl edemeyen yanım..

içimde balkabagına dönüşmüş bembeyaz bir

çocuk.

soğuk bir suyun altında

yaşları donana dek ağlamak taraftarı.

ve bir yanda alenen uyumayı seçen saf çiçek,

birazdan sanki uyanıp

sana esbjörn svensson çalarak veda edecek.

nereye gittiğini bilmiyorsan

bu dans seni terkedilmiş

bir köprüye götürecek.

kötüye inandığından

sana hergün farklı paketlerde

kötülükler hediye edecek.

düğmem kopuyor.

kopan sadece düğmem mi..

elbisem düşüyor..

tutayım derken

kollarım düşüyor..

üzüleyim derken,

yüzüm.

içim çürümüş içim..

sevgilim,

kendimi artık iyiden iyiye

kaktüs hissediyorum.

bu hayatta başka görevim yokmuş gibi,

radyasyona maruz kalma diye, yanıbaşında

durmak dışında.

kendim için öğrendiysem ilk kelimelerimi,

bütün güzel şiirlerimi sana yazdım.

zaten bu dünyada başka da işe yaramadım.

ve belki hiç

sevmekten de ötesini yaşamadım.

geldim, denedim, gidiyorum..

ve esbjörn buna,

believe, beleft, below diyor.

Sevmeyebilseydim Sevmezdim Seni..

Korkuyorum bakmaya..

Bakmıyorum! Görmemek için..

Boş bir gün daha,

Gecenin karanlığına meze oluyor.

Sevmeyebilseydim, sevmezdim seni.

Paralel evrenlerde

Eş zamanlı bir müzik çalıyor.

Ben değilim toprağı bu yağmurların!

Bir yanım "sen" diye diye,

Ötekisi halime ağlıyor!

Mevsimi geçmiş meyvemin,

Senin ağacında.

Bir gün bir yerlerde yaktıkları emeklerin,

Ruhun ıslah olmuş toz bulutu..

Küllerini kokluyorum, uçuşuyorlar!

Ya da uçuşuyor küllerin,

Bu kokladığım salt sevimsiz bir hava!

Sarılsam kızgın lodos.

Korkuyorum ses yapmaya..

Parmaklarımın ucu yetersiz, sessizliğe,

çıkarken bu odadan.

Bölünürse kıyamam huzurun,

Uyanma!

Geldim, bir faydam olmadı ya..

Sevmeyebilseydim, sevmezdim seni.

Sen zaten yeterince sevilmiştin,

üstü bile kalmıştı!

Korkuyorum bakmaya!

Bakmıyorum! Görmemek için..

Bir harfin yetiyor ya,

Kalbim hırçın anakonda!

Kendi zehrimde son buluyorum.

Hala kokun olan giysileri,

saklıyorum dolabımda.

ve duvarlarda fotoğrafların.

Senin evin işte burası!

Gözlerim, cam kenarı!

Kabuğumun altında, seni taşıyorum!

Bakıyorum.. Yoksun.

Korkuyorum bakmaya..

Ehil olsam,

söker atardım

bakışlarındaki cenazeleri.

Sevmeyebilseydim,

sevmezdim seni..

HUSH

Şimdi belki
en delikanlı çağında
suskunluğum.

Bir hissizlik
almış ellerimi gidiyor.
Tüm rakamların
elektriğini kesiyorum.
Sayacak birşey yok artık.
Zaman geçiyor,
ve nereye gittiğini bilmiyorum.


05.07.2010
23.41


ve bir yerden
patlak veriyorsun sen yine.
haddi hesabı yok
kaç kez kapattım oysa
deliklerini boşluğunun.
bir anda geliyorsun,
belki seni ben zaten..
zaten bekliyor oluyorum.
aynı yerde..
farklı anahtar kelimelerle..


ve şimdi belki
en delikanlı çağında yalnızlığım.
En yeşil ışığında "duruyorum" hayatın.
Her gün evimin yolunu arıyorum.
Dinleyecek birşey yok artık.


Şehrin sadece
en üst katı yıkılıyor.


16.07.2010
16.16

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara